
Pendik escort arka sokaklarında, geceleri sessizce yürüyen bir kadın vardı. Adı Nazlıydı. 25 yaşındaydı ama kendini çoğu zaman 50 yaşında hissediyordu. Çünkü hayat, onu yaşıtlarından çok önce büyütmüştü. Her gece ayak bastığı kaldırımlar, onun hem evi hem ekmek teknesiydi. İnsanların “görmezden geldiği” biri olmuştu artık.
Nazlı, Tokat’ın küçük bir köyünde doğmuştu. Ailesi yoksuldu. Küçük yaşta annesini kaybettikten sonra, babasının yeni eşiyle geçinemedi. Okulu bırakmak cimcif zorunda kaldı. 17’sinde İstanbul’a kaçtı. Kalacak yeri yoktu. Bir tekstil atölyesinde işe başladı. Çalıştı, sabretti, ama İstanbul’un acımasızlığı sabretmedi. Patronunun sözlü tacizinden kaçarken işini kaybetti. O gün, işsiz, evsiz ve aç bir şekilde Pendik götten escort sahiline indi.
Soğuk bir bankta sabahlarken tanıştığı biri, ona “yardım” teklif etti. Önce anlamadı. Sonra zamanla anladı. Artık gece çalışan bir kadındı. Her sabah uyandığında, bir parçası daha eksiliyordu. Adını kullanan kimse kalmamıştı. “Canım,” “abla,” “şekerim” gibi boş kelimelerin içinde boğuluyordu. Ama geçim zor, hayat pahalı, umut ise ulaşılmazdı.
Bir sabah, işe gitmeye çalışan bir küçük kızı gördü. Saçında kurdele, elinde defter… Nazlı o kızı seyrederken ağlamaya başladı. “Ben de böyleydim” dedi içinden. O gün aynaya baktı ve kendi gözlerinin içine “Bitmek zorunda değil” dedi.
Pendik’te bir kadın danışma merkezine gitti. İlk başta konuşamadı. Sadece sustu. Ama birileri sustuğunda bile onu dinliyordu. Aylar süren terapi ve destekle yavaş yavaş kendine geldi. Meslek edinme seks kurslarına yazıldı. En çok kuaförlüğü sevdi. Saçlarla uğraşırken, kendi hayatındaki düğümleri çözdüğünü fark etti.
Bugün Nazlı, Pendik escort küçük bir kuaför salonunda çalışıyor. Her gün işine yürürken, eskiden ayak bastığı kaldırım taşlarına selam verir gibi geçiyor. Artık gece değil, gündüz çalışıyor. İnsanların evli esc gözünün içine bakıyor. Çünkü artık sadece hayatta kalmıyor, gerçekten yaşıyor.