
Nazlı 23 yaşındaydı. Pendik escort Fevzi Çakmak Mahallesi’nde, iki katlı eski bir evin zemin katında yaşıyordu. Penceresinden gün doğumunu izlemeyi alışkanlık haline getirmişti. Sabahları erkenden uyanır, üstüne ince bir mont geçirip sahile yürürdü. Denizin kokusu, martıların çığlıkları ve vapur düdükleri… Onlar, yeni hayatının fon müziğiydi.
Nazlı, Mardin’in bir kasabasında doğmuştu. Annesi dikiş yaparak, babası ise inşaatlarda çalışarak evi geçindirmeye çalışırdı. Okumayı çok istemişti ama ailesi, 15 yaşındayken onu kendisinden çok daha büyük bir adamla evlendirmişti.
Nazlı’nın içindeki ses, hep daha fazlasını isterdi. Gizli gizli yazdığı defterine umutlarını, hayallerini yazardı. En çok da İstanbul’a gitmek isterdi. 22 yaşına bastığında artık dayanamayacak noktaya geldi. Bir gece herkes olgun uyurken evden çıktı. Üzerinde sade bir eşofman, sırtında küçük bir çanta vardı. Mardin otogarından İstanbul’a bilet aldı ve sabah güneşiyle Pendik escort indi.
İlk birkaç gün parkta yattı. Korkuyordu ama kararından dönmedi. Pendik Kadın Danışma Merkezi’ne giden yolu, bir eczanede çalışan kadının yardımıyla buldu. Kendine güveni yeniden yeşermeye başladı.
Dikiş-nakış kursuna yazıldı. Annesinden öğrendiği basit bilgilerle başlayan bu yolculuk, kısa sürede Nazlı’nın yeteneğini ortaya çıkardı. Kurstan sonra Pendik’te küçük bir terzide çalışmaya başladı. Patronu onu sevdi, işi öğrendi. Birkaç ay sonra kendi ufak tezgâhını açtı. Perdeleri, etekleri diken elleri artık kendi hayatını da şekillendiriyordu.
Nazlı her akşam sahile iner, gün batımını izlerdi. O anlar onun için sessiz bir kutlamaydı. Bir gün günlüğüne şöyle yazdı:
“Pendik benim kaçtığım değil, vardığım yer oldu. Artık susmuyorum, yaşıyorum.”
Nazlı’nın hikâyesi acıyla başladı ama sessiz bir zaferle devam etti. Pendik escort sadece bir hayat kurmadı, kendi kimliğini de yeniden inşa etti.
Bir yanıt yazın