Zeynep, 34 yaşında, Şile escort sahile bakan eski taş evlerinden birinde tek başına yaşıyordu. Geniş penceresinden Karadeniz’in dalgaları seks görünüyordu, ama huzur dolu bir manzaranın ardında fırtınalı bir yaşam saklıydı. Zeynep, İstanbul’un kalabalık merkezinden kaçıp Şile’ye sığınmış, büyükşehirdeki kargaşa içinde tükenmiş bir kadındı.
Üniversiteyi ekonomi bölümünde bitirdikten sonra yıllarca muhasebe işleriyle uğraşmış, plaza katlarında, floresan ışıklarının altında yaşamıştı. Babasının vefatından sonra ise hem annesine bakmak hem de kendi ruhsal çöküşünden kurtulmak için İstanbul’dan uzaklaşıp Şile escort zeynep yerleşti. Annesi de artık yanında değildi, ve Zeynep o taş evin içinde hem yasını tutuyor hem de hayatını yeniden kurmaya çalışıyordu.
Şile’de geçinmek kolay değildi. Kışları turizm neredeyse durur, yazları ise birkaç ay canlanırdı. Önce birkaç sipariş geldi, sonra bir influencer oral onun ürünlerini paylaştı. Siparişler artınca sabahlara kadar çalıştığı günler oldu. Yorgundu ama mutluydu. İlk kez kendi emeğiyle bir şeyleri inşa ettiğini hissediyordu.
Her sabah Şile Feneri’ne doğru yürüyüşe çıkar, elindeki termosla kahvesini yudumlardı. Bu yürüyüşler, yalnızlığını değil, özgürlüğünü hissettiği anlar haline gelmişti. Geri dönmek gibi bir düşüncesi yoktu artık. Kendine yetebilmenin verdiği sessiz güvenle, geçmişte kaybettiği benliğini adım adım geri kazanıyordu.
Bir gün köydeki kadınlarla bir araya gelip küçük bir kooperatif kurma fikrini ortaya attı. Kimi reçel yapıyordu, kimi dantel örüyordu. Hepsi bir araya gelip ürünlerini ortak bir sayfada satmaya başladılar. Zeynep sadece kendine değil, çevresine de umut olmuştu.
Şile escort rüzgârı bazen sert eserdi ama Zeynep artık o rüzgârda savrulan değil, kök salan bir kadındı.
Bir yanıt yazın