
Ümraniye oral seven escort dar sokakları her gün binlerce insanın adımlarına tanıklık ediyordu. Ama o sokaklarda yürüyenlerden biri, yirmi iki yaşındaki Derya’nın hikâyesi, diğerlerinden çok farklıydı. Dışarıdan bakıldığında seks düşkünü sıradan bir genç kadın gibi görünse de, hayatın ona yükledikleri çoğu insanın taşıyamayacağı kadar ağırdı.
Derya, küçük yaşta babasını kaybetmişti. Annesi, üç çocuğunu büyütmek için gündelik işlerde çalışıyordu. Yoksulluk ve çaresizlik evlerinin kapısını hiç kapatmamıştı. Derya liseyi bitiremeden okulu bırakmak zorunda kaldı; çünkü annesine destek olması gerekiyordu. Önce tekstil atölyelerinde, ardından kafelerde uzun saatler çalıştı. Ama aldığı ücret evin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyordu. Biriken borçlar ve annesinin ilaç masrafları genç kadını köşeye sıkıştırdı.
İşte o köşeye sıkışmışlık, Derya’yı hiç istemediği bir hayata sürükledi: hayat kadınlığı. İlk başta utanç, korku ve pişmanlıkla doluydu. Ama zamanla alışmak zorunda kaldı. Çünkü hayatta kalmanın başka yolunu göremiyordu. Ümraniye milf escort arka sokaklarında, küçük ve rutubetli bir evde tek başına yaşıyordu. Duvarları dökülen bu ev, onun sığınağı ve aynı zamanda yalnızlığının aynasıydı.
Her sabah uyandığında aynaya bakar, kendi gözlerinde hem yorgunluğu hem de inadı görürdü. “Bu hayatı ben seçmedim,” diye fısıldardı kendine. İnsanların kondom yargılayıcı bakışlarına aldırmamaya çalışsa da, her adımda o bakışların ağırlığını hissederdi. Çarşıda yürürken kimisi küçümser, kimisi alay ederdi. Oysa kimse onun annesinin başucunda sabahlara kadar dua ettiğini, defterine umut dolu satırlar yazdığını bilmiyordu.
Derya’nın en büyük sığınağı, o küçük defteriydi. İçine hayallerini, acılarını, geleceğe dair umutlarını yazardı. Defterin kapağında kendi el yazısıyla şu cümle vardı:
“Bir gün bu hayattan kurtulacağım.”
Ümraniye escort parklarında oturmayı severdi. Çocukların koşuşturmasını, insanların telaşını izlerken bambaşka bir hayat düşlerdi. Belki küçük bir kuaför dükkânı açabilirdi, belki de uzak bir şehirde yeni bir başlangıç yapabilirdi. İçinde küçücük bir umut ışığı vardı ve o ışığı hiç söndürmek istemiyordu.
Bir yanıt yazın