
Çekmeköy escort arka sokaklarında sabahları sisli, geceleri ise sessizdi. O sokakların birinde yaşıyordu Ayşe. 22 yaşında, omuzlarına yaşından büyük yükler binmişti. Küçük yaşta annesini kaybetmiş, babası ise bir süre sonra ortadan kaybolmuştu. Devlet yurtlarında büyümüş, on sekizine bastığında eline bir bavul ve bir “şans dilekleriyle” kapı önüne bırakılmıştı.
İlk zamanlar marketlerde çalıştı, kasiyerlik yaptı. Ama ne kirayı karşılayabiliyordu ne de karnını tam anlamıyla doyurabiliyordu. Bir gün, kaldığı odanın parasını ödeyemediği için sokakta kaldı. Çekmeköy escort sokakları ne kadar sessizse, içinde dönen savaş da o kadar gürültülüydü.
Sonra tanıştı biriyle. Ona “bir gecede haftalık maaş kazanırsın” dediler. Ayşe’nin aklında hep geçici olacağı vardı. “Bir kez yeter,” dedi kendine. Ama o bir gece, ertesi geceye, sonra bir haftaya ve sonunda bir hayata dönüştü. Hayat kadını olmuştu artık. Bedenini satıyor, ruhunu susturuyordu.
Geceleri soğukta, ince montuyla müşterilerini beklerken, gözleri hep yukarı bakardı. Çekmeköy escort yüksek apartmanlarının ışıklı pencerelerine… O ışıkların ardında, sıcak yemekler, kahkahalar ve huzur olduğuna inanırdı.
Ayşe’nin tek arkadaşı, mahallede sokakları süpüren bir kadın olan Gül teyze idi. Her sabah seks selam verir, bazen bir çay ısmarlar, sessizce otururlardı. Bir gün Gül teyze ona “Senin gibi bir kız bu hayatı hak etmiyor,” dedi. İlk kez biri onu yargılamadan, sadece insan olduğu için sevmişti.
Bu cümle, Ayşe’nin içinde küçük bir kıvılcım yaktı. Çekmeköy Kadın Dayanışma Merkezi’ne gitti. Ayakları titreyerek, başı önde içeri girdi. “Ben artık böyle yaşamak istemiyorum,” dedi. Gözleri doluydu ama sesi netti.
Bugün Ayşe, gündüzleri bir kafede çalışıyor, akşamları evine kapanıp açık öğretim kitaplarını karıştırıyor. Geceleri hâlâ zor, kabuslarla dolu… Ama her sabah yeni bir gün demek. Ve her yeni gün, Ayşe için küçük bir zafer.
Bir yanıt yazın