
Üsküdar escort eski sokaklarında gecenin karanlığında yürüyen genç bir kadın vardı; adı Aylin’di. Daha 23 yaşındaydı ama hayatın yükü omuzlarında ağırlaşmıştı. Gündüzleri evde yalnız kalır, geceleri ise cimcif hayatta kalmak için mücadele ederdi. O, hayat kadınıydı; toplumun sırt çevirdiği, kimsenin gözlerinin içine bakmaya cesaret edemediği kadınlardan biriydi. Ama Aylin’in hayatı, dışarıdan göründüğü kadar basit ya da kötü değildi.
Aylin, memleketi olan küçük bir kasabadan kaçıp İstanbul’a gelmişti. Ailesinin geçim seks sıkıntısı ve evde yaşanan şiddet nedeniyle 16 yaşında evden ayrılmıştı. İstanbul’a geldiğinde yanında ne para vardı ne de bir gelecek umudu. Haydarpaşa’nın soğuk taşlarında birkaç gece geçirdi, açlıkla ve korkuyla mücadele etti. Umudu kırılınca, kendisini “iş” teklif eden bir kadına teslim etti. O “iş” aslında onun hayatını değiştiren bir karanlıktı.
Üsküdar sokakları Aylin’in yeni dünyası oldu. Her gece müşterilerle buluştu, insanlardan uzak durdu. Kendi içinde yalnızdı. En çok Salacak sahiline gider, Kız Kulesi’ne bakardı. Ama ona bakmak ona acı veriyordu. Çünkü Kız Kulesi ona yalnızlığı, tutsaklığı hatırlatıyordu.
Bir gece, soğuk bir yağmurda sahilde otururken yaşlı bir kadın yanına yaklaştı. Kadın ona sıcak bir çay ve biraz yiyecek verdi. “Yalnız değilsin kızım,” dedi. Bu söz Aylin’in içine su serpmişti. Kadın, Üsküdar Kadın Dayanışma Merkezi’nde gönüllüydü ve Aylin’i merkeze davet etti.
Aylin önce gitmek istemedi. Ama birkaç gün sonra cesaretini toplayıp kapıyı çaldı. Merkezde ilk kez eskort yargılanmadan dinlendi. Psikolojik destek aldı, sosyal hakları konusunda bilgilendirildi. Belediyenin açtığı kuaförlük kursuna katıldı. Zamanla hayatını değiştirmeye başladı.
Artık geceleri sokaklarda değil, sabahları Üsküdar escort dar sokaklarında yürürken başı dikti. Küçük bir kuaförde çalışıyor, kendi parasını kazanıyordu. Geçmişi kolay unutulmuyordu ama geleceğe dair umutları yeşermişti.
Bir yanıt yazın