
Melike, Şile’nin taş sokaklarında sessizce yürürken, güneş yavaş yavaş ufuk çizgisinden yükseliyordu. Sabahın serinliği tenine değiyor, ama içindeki karmaşayı susturmaya yetmiyordu. Şile escort gelişinin üzerinden yalnızca üç hafta geçmişti ama bu kısa zaman bile ona yıllardır unuttuğu bir duyguyu hatırlatmıştı: Nefes alabilmek.
Melike 36 yaşındaydı. Geride bıraktığı hayat, üst üste binen pişmanlıklar, yorgun düşmüş umutlar ve hayal kırıklıklarıyla doluydu. Küçük yaşta seks çalışmak zorunda kalmış, eğitim hayatı yarım kalmıştı. Hayata tutunmak isterken yanlış insanlara güvenmiş, yanlış yollara sapmıştı. Ne zaman doğrulmaya çalışsa, bir şeyler onu hep aşağı çekmişti. Yıllarca bu düzenin içinde sıkışıp kalmıştı.
Ama bir sabah, İstanbul’un boğucu kalabalığında, bir otobüs durağında beklerken karar verdi. Her şeyden uzaklaşmalıydı. Belki de tamamen bilmediği bir yere gidip, geçmişi arkasında bırakmalıydı. O gün Şile escort bilet aldı. Ne kalacak yeri vardı ne de bir planı… Ama içinde ilk kez, “belki” diyen bir ses vardı.
İlk günlerini sahilde geçirdi. Dalgaların sesi, içindeki kırılmış parçalara dokunuyor gibiydi. Sonra tesadüfen Şile Kadın Dayanışma Derneği’nin broşürünü gördü. Cesaretini toplayıp kapısını çaldı. İçerideki güler yüzlü kadınlar, ona sadece sıcak bir çay değil, bir parça umut da sundular. Melike, orada yeniden insan olduğunu hissetti.
Katıldığı sabun yapımı ve doğal ürünler kursları sayesinde hem ellerini çalıştırıyor hem de kafasını dinliyordu. Ürettiklerini küçük pazarda satmaya cimcif başladığında, hayatının kontrolünü ilk kez kendi eline aldığını fark etti. Küçük bir odada yaşamaya başladı. Basit, sessiz ama Melike’ye ait bir hayat…
Bir sabah Şile escort Feneri’nin karşısına oturmuş, dalgaların kayalara çarpışını izlerken içinden şöyle geçirdi.
Bir yanıt yazın